HEKİM BEY-ÖNYARGI(BÖLÜM 2)




*****   
    Hekim bey bir an, bu kasvetli ortam içerisinde derin bir nefes aldı. Zihninde, sakin olması ve duruma bir an önce adapte olması gerektiğini kavradı. Hemen bir hekimin ilk olarak yapması gerektiği gibi ortamı sakinleştirmeye çalıştı; ''Öncelikle herkes sakin olsun, durumu bi anlayalım. Muhtar efendi sana zahmet olmazsa birini sağlık ocağına yollayıp benim sağlık çantamı aldırır mısın? Ama içerisinde iğne olanı.'' Muhtar, hekim beyin dediğini yerine getirmek için hemen küçük oğlunu sağlık ocağına gönderdi. Ama göndermeden önce iğne konusunda iyice tembih etti. Köylünün adını muhtardan öğrenen hekim bey ''Ali Efendi, tam olarak ne oldu anlatabilecen mi, bi de bu olay daha önceden de oldu mu?'' diye söze girdi. ''Hekim bey, arı ısırdıktan on dakka sonra çocuğun her tarafı şişti, hele dudağı ile gözü çok fena oldu, yüzü kızardı, birkaç kere de kustu. Ama en fenası da ben gelirken nefesinde zorlanıyordu. Ondan dolayı koşarak geldim. Daha önce de arı ısırdı ama onlar sadece ısırdığı yerde şişlik yaptı hekim bey, ne olur yardım et!'' diye zaten yeterince korkmuş olan Ali Efendi cevap verdi. Hekim bey ''Tamam Ali Efendi sakin ol, inşallah sıkıntı olmayacak, haydi hemen evinize gidelim de çocuğun durumuna bakalım,'' deyip hemen Ali Efendi'nin peşine takıldı. Tabi iyice meraklanan muhtar ve birkaç kişi daha geldi. 
  Hekim bey eve gidiş yolunda kafasında olası hastalıkları düşünürken bunun anafilaksi* olabileceğine kanaat getirdi. Eve vardıktan sonra da gördüğü tablo sonrasında bu düşüncesinde haklı olduğunu anladı. Muhtarın oğlu geldikten sonra hekim bey çantasından çıkardığı iğne ile ilk kritik müdahaleyi yaptı ve bunu takiben çocukta bir rahatlama oldu. Hekim bey bundan sonrası için hastaneye gidilmesi gerektiğini söyledi. Ali Efendi hemen bir araç ısmarladı ve çocuğu ilçeye götürdü. Sonradan çocuğun iyi olduğu haberi geldi ve köylü iyice rahatladı. Bu zaman zarfı içerisinde başta Ali Efendi olmak üzere köylü ahalisi endişeli ve gergin bir bekleyiş yaşadı. Ama bir yandan da bu yeni gelen hekimin kendinden emin oluşu ve işinde iyi olduğu görüntüsü, onlarda hekime karşı bir güven duygusunun gelişmesini sağladı. Hatta çocuğun rahatladığını gören Ali Efendi bir ara hekim beyin elini öpmeye kalkıştı ama hekim bey buna izin vermedi. 
  Günün belli vakti bu olayla geçti. Ali Efendi’nin evinden sonra muhtarın evine dönülüp kahvaltı yerine öğle yemeği yenildi. Bu yemekte, sabahki olayın üstüne gözler özellikle hekim beyin üzerindeydi. Mutfakta hekim beyle ilgili fısır fısır konuşmalar, övgüler, benzetmeler yapılıyordu. Tabii bu olay sadece muhtarın evinde değil tüm köyde konuşuluyordu. Yemek bittikten sonra hekim beyle muhtar güneş tam tepedeyken evden çıkıp köyde turlamaya başladı. Bir yandan sohbet ederken bir yandan da köyü geziyorlardı. Çoğu evin çatısı kiremitten gövdesi ise ahşaptan yapılmıştı. Bazıları eskimeye yüz tutmuş hatta yıkılmıştı. Birkaç tane de betondan yapılmış ev vardı. Bunlar herhalde köyün zengin kısımlarıydı. Köyde gezinirken birçok hayvana da rastladılar. Muhtar zaten köylünün geçimini hayvancılık ve tarımla sağladığını anlatmıştı. Bu yüzden pek de şaşırmadı. O gün hekim beyi şaşırtan köylünün ona olan ilgisiydi. Her gördüğü köylü onu hoş bir şekilde karşılıyor ve akşam yemeği için evine davet ediyordu. Aralarında hekim beye birçok ikramda bulunan da oldu. Köylünün bu tavrından ötürü hekim bey pek mutlu hissetti. Çünkü yeni geldiği bu ortamda yabancılık çekeceğini düşünürken aslında ilk günden itibaren onlardan biri gibi hissetmeye başladı. Bu samimi karşılama gün boyu devam etti ve akşam kahvehanede köylülerle çay içerken belki de en yüksek seviyeye ulaştı. Hatta köylüyle birlikte oyun bile oynadı. Tabi oyun sonunda köylüler hekim beyin oyunda pek iyi olmadığını anladı. Bununla ilgili şakalar bile yapıldı. 
  Akşam olup hava karardıktan sonra herkes evine doğru yol almaya başladı. Hekim bey eve doğru yürürken tüm günü aklından geçiriyordu. Büyük bir krizle başlayan gün çok güzel bitti. Aslında bunu, insanların ona yaklaşımı sağladı. Buraya atandığını ilk öğrendiğinde ve sonrasında köye gelirken çevresindeki birtakım insanlar ona köy ortamına uyum sağlayamayacağını, köyde hekimlik yapmanın zor olduğunu, köylülerin cahil olduğunu ve onlarla uğraşmanın zor olduğunu hatta yakın zamanda istifa edip geri döneceğini söylemişti. Yeni mezun hekim bey hayat tecrübesinin de az olmasından ötürü söylenenleri kulak ardı edemedi. Ve her ne kadar hekimlik için heyecanlı olsa da köyde hekimlik yapmakla ilgili korkusu ve çekinceleri vardı. Ama bugün yaşadıkları ve izlenimleri doğrultusunda, ona söylenenenlerin ve bu köyle alakalı düşüncelerinin yanlış olduğunun farkına vardı. Bunları düşünedururken sağlık ocağına vardı. Kapıyı açıp hemen gidip yatağına yattı. Zaten çok yorulmuştu. Gün içerisindeki güzel anıları, insanları düşünüp uykuya daldı. 
 

*Anafilaksi: Potansiyel olarak ölüm riski taşıyan akut ve sistemik bir alerjik reaksiyondur.



Yorumlar

Yorum Gönder

Popular